
Canavarın, işi, kadınlara ve çocuklara saldırmaktan erkeklere ve hatta bazı durumlarda erkek topluluklarına saldırmak noktasına dek vardırması uzun sürmedi. Görgü tanıkları canavarın yakın mesafeden bıçaklandığında ya da şişlendiğinde acıya dayanıklılık gösterdiğini belirtmekteyken avcılarsa silahlarıyla canavara yakın mesafeden ateş ettiklerinde bunun onda ya pek az zayiat oluşturduğunu ya da hiç zarar oluşturmadığını gözlemlemekteydiler. Kasabalılar ne türden bir yaratıkla muhatap olduklarına akıl sır erdiremiyorlardı. 6 Haziran 1765 tarihinde yayımlanan Aziz James Vakayinameleri isimli bir İngiliz mecmuasında "ne bir kurda, ne kaplana ne de sırtlana benzediği anlaşılıyor fakat son ikisinin çiftleştirilmesiyle oluşturulmuş melez bir hayvan, yani yeni bir tür olabilir" diye belirtilmekteydi. 1764 yılı yazında gerçekleşen çocuk katliamları bilhassa dehşet verici boyutlardaydı. Bu dönemde yenilmez canavara ilişkin hikayeler Avrupanın hemen her köşesine yayıldı. Canavar Öldürülüyor 1767 yılının 19 Haziran günü, dört yıl süren vahşice saldırılardan sonra yerel halktan Jean Chastel isimli bir avcı kalabalık bir avcı grubuyla avlanırken bir ara İncil okumak ve dua etmek üzere oturdular. Onlar dua ederlerken yaratık ortaya çıktı ve ayakta öylece durup gözlerini Chastel'e dikti. Chastel sakince duasını bitirdi ve canavara ateş etmek üzere ayağa kalktı. Canavarın bir kurt adam olduğuna inandığı için, silahını daha önce sipariş verdiği gümüş kurşunlarla doldurmuştu ve yaratığa ateş edip onu tek kurşunda öldürdü. Canavarın, görgü tanıklarının aktardığı bilgilere uyduğu görülmekteydi. Cesedini parçaladılar ve karnında küçük bir kızın bedeninden kalan parçalar buldular. Canavarın cesedi Krala gönderildi ve Kral, cesedi iftiharla halka teşhir etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder